Mezhebimizi nasıl öğreniriz

Hem / Kultur, Media & Underhållning / Mezhebimizi nasıl öğreniriz

Yapamadığınızda tövbe edin ve yolunuza devam edin. En iyi ezberleme tekniği işaret dilidir. Meselâ Resulullah (SA) buyurmuştur ki: «— Kur’ân’ı çok Okuyunuz!» Keza Allah (C.C.) da aynı talimde bulunmuştur Kur’ân’ında. Bu bir oyundur, sakın tuzağa düşmeyelim! Kendisinden birden fazla mananın çıkması, veya çıkarılmasına müsait bulunmayan nasslardır.

Ve benden önce hıfzetmiş olan bütün rol modellerimden biliyorum ki, bunu birkaç kere yapmanız gerekir. Bir örnek verirsek îslâm gelmeden önce arablar arasında çocuklarına değişik isimler arasında Allah’a ortak koştukları putların da isimlerini kullanarak onların kulu anlamına gelen ‘Abdülmenat’, ‘Ab-düluzzâ’ gibi isimler koyduğunu da biliyoruz.

mezhebimizi nasıl öğreniriz

Bunlardan birincisi insan fıtratının biri diğerinden farklı oluşları, diğeri ise nassların bir (kısmının ‘Delâlet-i Zannî’ olarak varit oluşlarından demiştik. cüz ikinci tekrarı * 8. Bu kalmamışlıkda rol oynayan yalnız o müctehidin ictihadlarmın zayıflığı olmayıp, bilakis başka sebebler daha da önemli bir unsur olmuşlardır.

Okula gitmememe rağmen, zaman yine de lehime işlemiyordu, ama önemli olan şeyin bu olmadığını fark etmiştim. Değildir zira, mezheb yukarıda da açıkladığımız gibi düşünür veya amel ederken belli bir yol tutmak manasında bulunduğundan görüşsüz olmak, düşüncesiz olmak bir bakıma amel etmemek demeğe gelir.

Delâlet-i Kat’î nasslaıia hangi hususlarda nasıl inanacağımız’ve nasıl amel edeceğimiz açıkça belirtilmiş olmasına -rağmen, Delâlet-i Zannî nassların delâlet ettiği hususlarda mutlaka bir yol tutmak (mezheb sahibi bulunmak) gerekmektedir ki o konuda amel etmek de mümkün olsun.

(Dürr-ül-Muhtar haşiyesi)

Kendi hastalığını ve kalbindeki hastalığın ilacını bilmeyen cahillerin hadis-i şeriflerden kendine uygun olanları seçip alması imkansız gibidir. Gönlümüzde bir ferahlamanın, zihnimizde bir rahatlamanın ve hafızamızda bir hazırlığın olduğunu fark ederiz.


(Haberi metnin sonunda okuyabilirsiniz.)

ZİHNİMİZ SAF VE DURU OLMALI

• Mümkün olduğu kadar zihnimizin saf ve duru olduğu anlarda ezber yapalım.

İctihad edebilecek durumda olanlar da bulundukça -ki bulunmalıdır- yine de çıkacaklardır. Hattâ başlangıçta niyetleri böyle olmamakla beraber tamamen hüsniyetle hareket etmelerine rağmen mezhebleri ile İslâmın dışına çıkanlar ve geri de dönmeyip veya dönemeyip orada, kalanlar da olmuştur. Bu örneği bütün inanç ve amelle ilgili hususlara teşmil etmemiz mümkündür.

Bu türden bir çelişkinin İslam’da bulunmadığı bir gerçektir. Dinde farklılık meydana getirecek cinsten değildir.